Gargara alışkanlığı yeniden sorgulanıyor: Yanlış kullanımda faydadan çok zarar olabilir

Melbourne Üniversitesi’nde yapılan yeni bir araştırma, ağız gargaralarının yalnızca ağız kokusunu gidermekle kalmayıp ağız içi mikrobiyomu da ciddi şekilde etkilediğini ortaya koydu.

Araştırmaya göre, düzenli gargara kullanımı bazı sağlıklı bakterileri azaltırken “fırsatçı” türlerin çoğalmasına zemin hazırlayabiliyor. Bu bulgular, günlük gargara alışkanlıklarını yeniden değerlendirmeyi gerektiriyor.

Diş hekimi Özgür Öz, gargaraların ağız ve diş sağlığında tamamlayıcı bir rol oynadığına dikkat çekerek “Ancak gargaralar tek başına tedavi edici değildir. Ağız hijyeninin sağlanmasında, zararlı bakterilerin azaltılmasında ve ağız kokusunun giderilmesinde destek sağlar” dedi.

Gargaraların baş arkaya yaslanarak 30 saniye boyunca, iki aşamalı şekilde kullanılmasını gerektiğini ifade eden Öz, “Kullanım sonrası 30 dakika boyunca hiçbir şey yenilip içilmemesi gerekli” diye konuştu. Özellikle alkol bazlı gargaraların ağız kuruluğuna yol açarak faydalı bakterileri yok edebileceğine değinen Öz, “Uzun süreli ve kontrolsüz kullanım ise dişlerde renklenmelere neden olabilir. Bu nedenle gargaraların hekime danışılarak destek tedavi kapsamında kullanılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

‘BASINÇ YÜKSELEBİLİR’

Diş eti sağlığı için floradaki yararlı bakterilerin korunması ve gerekli tedavilerin tamamlanmış olmasının şart olduğunu söyleyen Öz, “Bilimsel çalışmalar, klorheksidin içeren gargaraların nitrik oksit üretimini azaltarak sistolik kan basıncını yükseltebildiğini gösteriyor. Bu durum özellikle tansiyon hastaları için risk oluşturabiliyor” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir