Kongre değil de, keşke milli ara olsaydı… Takımca eldeki sağlamlarla çalışır, mahcubiyet maçlarını unutup normale dönebilirlerdi.. Ama kendi evinde kolay açıklanamayacak tarihi bir farkla Konferans çöküşü yaşadıktan sonra, anladık ki Beşiktaş başkente hiç toparlanmadan gelmiş. O nedenle Ankaragücü karşısında itiş-kakış oyununda etkinlik sağlayamadılar. Ali Sowe’un Necip ve Colley’le göğüs göğüse çarpışarak topu kaptırmadan attığı gol, kimseyi şaşırtmadı.
Bu maçı Rıza Hoca’nın doktorluğuna bağlayıp iyi bir sonuç beklemek de haksızlık olurdu… Beşiktaş kadrosunda dün itibariyle saydığım 7 sakatla, hastaneye dönmüş takıma tek doktorun yetmeyeceğini biliyoruz.. Yine de canla başla maça ve takımına sahip çıktı Rıza Hoca.
Ankaragücü, Emre Belözoğlu’nun elinde koşan, ısıran, ikili mücadeleden kaçmayan, öndeki Ali Sowe’la da tehdit eden bir takım. Beşiktaş kendi normallerine ve gerçek on birine dönebilse rakibiyle baş edebilir, kazanabilirdi. Ama oyunun başından itibaren tüm oyuncular, gayretlerine rağmen ilk yarıda istedikleri baskıyı bir türlü kuramadılar. Sağ kanatta Ghezzal’ın yokluğuna alıştık… Rashica yok, Rosier de yok. İş Muleka’ya kalmış… Dün çok gayretliydi. Arkadaşlarıyla yardımlaşarak hücum organizasyonlarında yer aldı.. Sol kanatta da Masuaku yok, Umut Meraş nöbette. Önde de Zaynutdinov vardı. Takımın sağı ve solu derme-çatma olunca, ortada Gedson ve Salih de oyun kuramadılar.. Hadziahmetoviç, savunma önünde arkadaşlarına yardım edemedi.
Rıza Hoca, Cenk ve Chamberlain’ı oyuna alarak biraz daha gerçekçi, oyuna ortak olan etki yarattı. Sonrasında Aboubakar’ı alıp Rebic’i oyuna sokması da iyi hamle idi.
Ali Sowe’un golünü önleyemeyen Kaptan Necip, Chamberlain’in golüne yaptığı asistle alkışı hak etti. Bir Necip öyküsü daha.. Maçın son dakikalarında o kadar istek ve enerjiyle golü aradı ki, ceza alanına girdiğinde Morutan’ın müdahalesiyle düşünce penaltı istedi… Ama ah o ofsayt kuralı!.. Hakemin bayrağı havadaydı.
Her neyse… Duruma ve koşullara bakılırsa başkentten yenilmeden dönüp yeni başkanı 1 puanla kutlamak hiç de fena değil.
Geçmiş olsun kaptan. Yine de bravo Rıza Hoca.