Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK), “eşitlikçi, mor, yeşil ve kamucu belediyecilik” adına beş acil şart belirledi. EŞİK’ten konuya dair yapılan açıklamada, “Yerelde toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması tüm yerel yönetimler için tarihsel bir sorumluluk ve anayasal bir yükümlülük olmanın yanı sıra güçlü, kalıcı ve demokratik bir toplum için de vazgeçilmezdir. Cinsiyet eşitliğini yok sayan ve kadınların haklarını tırpanlayan siyasetlere karşı durmak bu sorumluluğun vazgeçilmez bir parçasıdır. Cumhuriyet ile kurumsallaşan eşitlik, laiklik ve Medeni Yasa kazanımlarının güçlendirilmesi ve Anayasanın 90. maddesi gereğince içeriği hâlen yasa hükmü olarak yürürlükte olan İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması tüm yerel yönetim yetkililerinin öncelikli sorumluluğudur” denildi.
EŞİK, Eşit Yurttaşlık Hakkı ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele, Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Kent Planlaması, Kadınların Sosyal, Kültürel ve Ekonomik Açıdan Desteklenmesi ve İklim Değişikliğine ve Afetlere Dirençli, Ekolojik Kentler başlıklarını özetlediği Beş Acil Şart belgesini yerel seçimler kapsamında yayınladı.
EŞİK’ten konuya dair yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Toplumu demokrasiye yakınlaştırması gerekirken uzaklaştıran bir seçim süreci daha yaşıyoruz. İstisnalar hariç, yine demokratik yöntemlerden uzak, yüzde 50 cinsiyet açısından eşit temsile kör, sivil toplumu dışlayan, yıkıcı rekabetin egemen olduğu ve siyasete parası olanın katılabildiği bir adaylaş(tır)ma süreci yaşadık. Ülke gündemine ‘Eşitlikçi, kamucu, ekolojik ve sosyal belediyecilik nedir? Nasıl mümkündür?’ soruları ve yanıtları yerine doğa talanı, seçim hileleri, hukuksuzluk, yoksullaştırma, şiddeti sıradanlaştırma, algı yönetimi, şantaj ve şeriatın meşrulaştırılması gibi konular hâkim.
Ülkenin her yerinden, her siyasetten ve her toplumsal kesimden kadınlar Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK)’te, buluşarak, doğa ve kadın dostu kentler, yerel demokrasi, cinsiyet eşitliği ve tüm canlıların yaşam hakkına saygılı bir hayat için sorumluluk aldık. Ne ülke gündemine karabasan gibi çöken bu konulara sessiz kaldık, ne yerel yönetimlerde eşit temsil hakkımızdan vazgeçtik, ne de nasıl bir yerel yönetim istediğimizi konuşmaktan geri durduk.
Hatırlatıyoruz; yerelde toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması tüm yerel yönetimler için tarihsel bir sorumluluk ve anayasal bir yükümlülük olmanın yanı sıra güçlü, kalıcı ve demokratik bir toplum için de vazgeçilmezdir. Cinsiyet eşitliğini yok sayan ve kadınların haklarını tırpanlayan siyasetlere karşı durmak bu sorumluluğun vazgeçilmez bir parçasıdır. Cumhuriyet ile kurumsallaşan eşitlik, laiklik ve Medeni Yasa kazanımlarının güçlendirilmesi ve Anayasanın 90. maddesi gereğince içeriği hâlen yasa hükmü olarak yürürlükte olan İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması tüm yerel yönetim yetkililerinin öncelikli sorumluluğudur.
Mor, yeşil ve kamucu politikaların uygulandığı kentlerde eşit, özgür, şiddetsiz bir hayat hakkımız için, 14-28 Mayıs seçimlerinin hemen ardından 35 hafta boyunca yerel eşitlik deneyimlerimizi paylaştık. ‘EŞİTLİKÇİ, MOR, YEŞİL, KAMUCU BELEDİYECİLİK İÇİN BEŞ ACİL ŞART’ımızı belirledik. Bu şartlar yerine getirilinceye kadar kararlılıkla, amacımıza ve ülke gerçeklerine odaklanan, dayanışmacı mücadelemize devam edeceğiz. Mücadelemizden, yaşam alanlarımızın rant ekonomisi, kent çeteleri, inşaat tekelleri, kayırmacılık siyasetiyle iç içe yönetilmesine ve her türden eşitsizliği besleyen yerel yönetim anlayışına son verilinceye kadar VAZGEÇMEYECEĞİZ!”