Ekrem İmamoğlu’nun Roma gezisi gazetecilik etiği açısından tartışılmaya devam ediyor. Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, masrafların geziyi düzenleyen tarafından ödenmesinin meslek etiğine aykırı olduğunu belirtmiş, her medya kuruluşunun kendi gazetecisini zor durumda bırakmamak adına masrafları karşılaması gerektiğini kaydetmişti.
Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan köşesinde İmamoğlu’nun gezisini yazdı. Hakan’ın masraflara ilişkin sorusunu değerlendiren Bildirici, gezide Hürriyet’in spor yazarının da olduğunu hatırlattı, “Sanırım Ahmet Hakan, Hürriyet gazetesinin genel yayın yönetmeni olduğunun farkında değil.” diye yazdı.
Bildirici’nin “Ahmet Hakan genel yayın yönetmeni olduğunun farkında mı?” başlıklı yazısının bir bölümü şöyle:
“İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Roma gezisine 37 gazeteciyi davetli götürmesini eleştirenlerden biri de Ahmet Hakan. ‘Uçakçı bir gazeteci olarak merak ettiğim bir şey var’ başlıklı yazısının sonunda şöyle soruyor:
‘Gelelim merak ettiğim konuya: Ekrem İmamoğlu ile yurtdışı gezisine katılan gazeteciler…
– Otel parasını kendileri mi ödediler?
– Yemek parasını kendileri mi ödediler?
Sanırım Ahmet Hakan, Hürriyet gazetesinin genel yayın yönetmeni olduğunun farkında değil. Çünkü İmamoğlu’nun davetli götürdüğü gazetecilerden biri de Hürriyet spor yazarı İsmail Er!
Ahmet Hakan’ın, gezide otel ve yemek parasını gazetecilerin mi, yoksa İBB’nin mi ödediğini öğrenmek için köşesinden soru sormasına gerek yoktu. İsmail Er’i ya da Spor Müdürü’nü çağırıp sorsa öğrenebilirdi merak ettiği soruların yanıtlarını. İsmail Er’in o gezide olduğunu hâlâ bilmiyorsa da başka sorun…
Eğer o geziye gidilmesini yanlış buluyorsa, Genel Yayın Yönetmeni olarak Hürriyet yazarını oraya göndermemesi gerekirdi. Ahmet Hakan hem geziye spor yazarı gönderiyor hem de ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uçağındaki gazeteciler geyiğinin sonu geldi’ diye İmamoğlu’nun gezisini alaya alıyor.
Üstelik de İsmail Er o geziye gitti ama Hürriyet’te 2027 Avrupa Oyunları imza töreni ile ilgili bir haber göremedim. Demek gezinin Hürriyet için haber değeri de yokmuş…”
(HABER MERKEZİ)