Karar yazarı Taha Akyol, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un önünde olan iki dosyadan birinin Yargıtay’a ait ve Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesini istediğini diğerinin ise Anayasa Mahkemesi’ne ait ve Can Atalay’ın tutuklanmasının “hak ihlali” olduğunu belirttiği ve tahliye edilerek milletvekili sıfatıyla Meclis’teki görevine dönmesini gerektirdiğini olduğunu kaydederek Kurtulmuş’un önünde yapması olası iki seçenek olduğunu söyledi. Akyol, ” Biri Yargıtay kararını Meclis’e sunmak, Can Atalay’nın milletvekilliğinin düşürülmesini sağlamak. Diğeri Anayasa Mahkemesi kararına uymak, Meclis’e “AYM kararının Mahkeme tarafından uygulanmasını bekliyoruz” diye tezkere göndermek. Bu hukuki bir davranış olur.” dedi.
Akyol’un “Numan Kurtulmuş ne yapacak?” başlıklı köşe yazısı şu şekilde:
“Elbette Kurtulmuş siyaseten çok zor bir durumda… Hukuka uysa doğrusunu yapmış olacak ama partisinde “laf dinlemeyen”lerin maruz kaldığı bütün hücumlara maruz kalacak!.. Fakat tarih de hukuk dünyası da kendisine büyük saygı duyacak. Daha önemlisi “anayasanın üstünlüğü” felsefesine değerli bir katkıda bulunmuş olacak.
Kurtulmuş bugüne kadar “dengeli” götürdü. Partizan açıklamalar yapmadı. Son olarak “suhuletle çözmeliyiz” diyerek sağduyulu bir açıklama yaptı. Fakat artık karar zamanı geldi ve önünde iki seçenekten başka çözüm yok; ya partisine ya hukuka itibar edecek.
İktidar bu sorunu kendi bildiği gibi bir sonuca ulaştırmak için Meclis’e kanun sevk edebilir ama öyle bir kanun geriye yürütülemez, Can Atalay’a uygulanamaz.
Peki, Yargıtay ‘AYM ‘yetkisini aştı ben yetkiliyim’ diyor ve iktidar da onu destekliyorsa?.. Anayasa’da bu konuda da bağlayıcı hüküm vardır:
“Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesinin kararı esas alınır.” (Madde 158)
Meclis Başkanı’nın Anayasa Mahkemesi kararanı esas alması hukuk devletinin gereğidir.”