Migren Hakkında Bilinmesi Gereken 5 Önemli Nokta!

Migren: Modern Dünyanın Vebası

Modern çağın stresli yaşamında dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de artan migren vakaları, yaşam kalitesini olumsuz etkileyen baş ağrısı hastalıkları arasında önemli bir yer işgal ediyor. Acıbadem Kartal Hastanesi Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Esma Kobak Tur, migrenin baş ağrısı türleri arasında en yaygın ve karmaşık olanlardan biri olduğunu belirtiyor. Baş ağrısı, mide bulantısı, ışığa ve sese duyarlılık gibi belirtilerle kendini gösteren migren, ülkemizde de ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkıyor ve görülme sıklığı her geçen yıl artıyor. Gürültülü şehir yaşamı, hava kirliliği, yanlış yaşam alışkanlıkları, stres ve dijital cihaz kullanımındaki artış migreni tetikleyen faktörler arasında yer alıyor. Türkiye genelinde yapılan bir çalışmada, 21 ilde 5323 hasta üzerinde yapılan araştırmada migren oranının %16,4 olduğu belirlendi. Kadınlarda daha sık görülen bu hastalık, her 4 kadından birinde ortaya çıkıyor.

  • Sağlıksız yaşam alışkanlıkları migrene davetiye çıkarıyor!

Migren, düzensiz uyku, aşırı stres, yanlış beslenme ve yetersiz su tüketimi gibi pek çok alışkanlıktan etkilenebilir. Bilgisayar veya telefon kullanımıyla geçen uzun saatler, kötü duruş pozisyonları ve şiddetli gürültü de migren krizlerine zemin hazırlayabilir.

  • Ekran ve stres migreni körüklüyor!

Son yıllarda çocuklar ve gençler arasında migren vakalarında artış gözlemlenmektedir. Özellikle okul çağındaki çocuklarda stres, ekran maruziyeti ve düzensiz uyku gibi etkenler migren krizlerini tetikleyebilir. Aile geçmişinde migren olması durumunda çocukların bu hastalıkla karşılaşma riski artar. Migren, çocuklarda genellikle baş ağrısı, bulantı, kusma ve ışığa duyarlılık gibi belirtilerle kendini gösterir. Tedavi süreci, çocuklarda ilaç kullanımının daha kısıtlı olması nedeniyle daha dikkatli yönetilmelidir.

  • Keskin ve zonklayıcı ağrılar migrende belirgindir!

Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Esma Kobak Tur, migren ağrılarının şiddetli ve keskin olduğunu belirtiyor. Başın şakaklar ve alın bölgesinde yoğunlaşan bu ağrılar, farklı şekillerde tanımlanabilir. Migren hastaları, ağrıyı “keskin, zonklayıcı”, “başımda bir basınç var, sanki bir şey sıkıyor” gibi ifadelerle tarif edebilirler. Ağrıya ek olarak, migren atağı öncesinde hastalar genellikle “aura” adı verilen duyusal veya görsel bozukluklar yaşarlar.

  • Bu besinler migren krizlerini tetikleyebilir!

Çikolata, peynir, alkol ve işlenmiş et gibi bazı gıdalar migren atağını başlatabilir. Özellikle tiramin içeriği yüksek yiyecekler, migreni tetikleyebilir. Parmesan, mozarella ve çedar gibi peynirler ile tütsülenmiş etler, salam ve sosis gibi işlenmiş gıdalar, migren krizlerine sebep olabilir.

  • Doğru tanı ve tedavi ile migren kontrol altına alınabilir!

Migren tanısı, klinik değerlendirme, nörolojik muayene ve görüntüleme yöntemleriyle konulur. Migrenin doğru tanı ve tedavi ile kontrol altına alınabileceğini belirten Doç. Dr. Esma Kobak Tur, uygun tedavi yöntemleriyle hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde iyileştirebileceğinin altını çiziyor. Migren krizleri önlemek ve etkilerini azaltmak için mutlaka bir nöroloji uzmanına danışılmalıdır.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Related Posts

Dr. Burak Çağrı Aksu: Kasık bölgesinde hissedilen ağrının nedeni kalça sorunları olabilir

Dr. Burak Çağrı Aksu: Kasık bölgesinde hissedilen ağrının nedeni kalça sorunları olabilir

TTB’den kenevir kullanımıyla ilgili uyarı: Halk sağlığını tehdit ettiği belirtildi

Türk Tabipleri Birliği (TTB), TBMM’de görüşülen “Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” kapsamında gündeme gelen kenevir maddesiyle ilgili açıklama yaptı. TTB, kenevirin tıbbi kullanım dışındaki alanlarda serbestleştirilmesinin halk sağlığı açısından risk taşıdığı uyarısında bulunarak, düzenlemenin tekliften çıkarılması gerektiğini belirtti.

Havuzdan göze tehlike! Yaz aylarında en sık görülen göz enfeksiyonuna dikkat

Hijyenik olmayan havuzların göz enfeksiyonlarına neden olabileceğini belirten Göz Sağlığı ve Hastalıkları Op. Dr. Sibel Zorlu Öztürk, “Havuz suyunun temizliği hakkında görsel ve çevresel bulgular fikir verebilir. Suyun berrak olmaması, havuz kenarları ve merdivenlerin kaygan, yosunlu, sararmış olması, yoğun klor kokusu kirli suyla etkileşime giren artık maddelerden kaynaklanır. Bunlar hijyenin yetersiz olduğunu gösterir. Havuzlarda kullanılan klorlu suyun göz yüzeyinde tahriş, alerjik reaksiyonlar, kornea hasarı riski, enfeksiyonlara zemin hazırlama gibi göze zararları olabilir” dedi.

Sağlık Bakanlığından güvenli tatil için plajlara yakın takip

Sağlık Bakanlığı, plajlar ile göl ve deniz kıyılarında su kalitesini izlemek amacıyla 35 ilde 1700’e yakın noktada düzenli numune alarak mikrobiyolojik analiz yapıyor.

Uzmanlar uyardı: Yüksek rakım Akciğer hastaları için riskli olabilir

Uzmanlar, havanın temizliği düşüncesiyle yaylalara yönelen akciğer hastalarını uyarıyor: Yüksek rakım her zaman doğru tercih değil.

Havuzlardaki hijyen eksikliği sağlık sorunlarına neden oluyor

Medipol Acıbadem Bölge Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Hüsrev Diktaş, klorlaması yetersiz havuzların özellikle çocuklar ve hassas gruplar için ciddi risk taşıdığını belirtti.