‘Şiddete zemin hazırlıyor’ uyarısı: Kıskançlığı asla normalleştirmeyin

Cumhuriyet’e patolojik kıskançlığın oluşturabileceği olumsuz etkileri ve medyanın, patolojik kıskançlığı nasıl beslediğini anlatan Türkiye Psikiyatri Derneği’nden Doç. Dr. Özge Şahmelikoğlu Onur, patolojik kıskançlığın tek bir nedeni olmadığını belirterek “Hem psikolojik hem de biyolojik nedenleri olabilir. Psikolojik açıdan bakıldığında, çocuklukta yaşanan güvensizlikler, anne-baba ile kurulan ilişki, terk edilme korkuları ya da kendine olan güven eksikliği bu duruma zemin hazırlayabilir. Kimi teorilere göre, kişi küçükken yeterince sevilmediğini hissediyorsa ileride partnerini kaybetme korkusu aşırı hale gelebilir” ifadelerini kullandı.

Onur, biyolojik açıdan ise beyindeki bazı kimyasal dengesizliklerin (özellikle dopamin ve serotonin gibi maddelerde) veya beynin bazı bölgelerindeki işlev bozukluklarının bu durumu tetikleyebileceğine dikkat çekti.

EGEMENLİK KURMA

Bu bireylerde partnerleri üzerinde egemenlik kurma eğilimi gösterdiklerini ifade eden Onur, “Partnerinin davranışlarını sürekli izleme, cep telefonu ya da sosyal medya hesaplarını kontrol etme, partnerin sosyal çevresine müdahale etme gibi davranışlar sıklıkla görülür. Bu tutumlar, partnerin duygusal olarak tükenmesine, ilişkiden uzaklaşmasına veya baskı altında hissetmesine neden olabilir” dedi.

Onur, patolojik kıskanç bireyle başa çıkan partnerin öncelikle bu davranışların romantik bir sevgi göstergesi olmadığını fark etmesi gerektiğine dikkat çekti.

‘KADIN CİNAYETLERİ İLE İLİŞKİLİ’

Patolojik sahiplenme düşüncelerinin kadın cinayetlerinin ardındaki motivasyonla doğrudan ilişkili olduğunu belirten Onur, toplumda “Seven insan kıskanır” gibi söylemlerin, kıskançlığı romantize ettiğini vurguladı. Onur, “Bu söylemler bireyleri sağlıksız ilişki davranışlarını kabul etmeye yönlendirebilir” dedi.

Related Posts

Dr. Burak Çağrı Aksu: Kasık bölgesinde hissedilen ağrının nedeni kalça sorunları olabilir

Dr. Burak Çağrı Aksu: Kasık bölgesinde hissedilen ağrının nedeni kalça sorunları olabilir

TTB’den kenevir kullanımıyla ilgili uyarı: Halk sağlığını tehdit ettiği belirtildi

Türk Tabipleri Birliği (TTB), TBMM’de görüşülen “Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” kapsamında gündeme gelen kenevir maddesiyle ilgili açıklama yaptı. TTB, kenevirin tıbbi kullanım dışındaki alanlarda serbestleştirilmesinin halk sağlığı açısından risk taşıdığı uyarısında bulunarak, düzenlemenin tekliften çıkarılması gerektiğini belirtti.

Havuzdan göze tehlike! Yaz aylarında en sık görülen göz enfeksiyonuna dikkat

Hijyenik olmayan havuzların göz enfeksiyonlarına neden olabileceğini belirten Göz Sağlığı ve Hastalıkları Op. Dr. Sibel Zorlu Öztürk, “Havuz suyunun temizliği hakkında görsel ve çevresel bulgular fikir verebilir. Suyun berrak olmaması, havuz kenarları ve merdivenlerin kaygan, yosunlu, sararmış olması, yoğun klor kokusu kirli suyla etkileşime giren artık maddelerden kaynaklanır. Bunlar hijyenin yetersiz olduğunu gösterir. Havuzlarda kullanılan klorlu suyun göz yüzeyinde tahriş, alerjik reaksiyonlar, kornea hasarı riski, enfeksiyonlara zemin hazırlama gibi göze zararları olabilir” dedi.

Sağlık Bakanlığından güvenli tatil için plajlara yakın takip

Sağlık Bakanlığı, plajlar ile göl ve deniz kıyılarında su kalitesini izlemek amacıyla 35 ilde 1700’e yakın noktada düzenli numune alarak mikrobiyolojik analiz yapıyor.

Uzmanlar uyardı: Yüksek rakım Akciğer hastaları için riskli olabilir

Uzmanlar, havanın temizliği düşüncesiyle yaylalara yönelen akciğer hastalarını uyarıyor: Yüksek rakım her zaman doğru tercih değil.

Havuzlardaki hijyen eksikliği sağlık sorunlarına neden oluyor

Medipol Acıbadem Bölge Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Hüsrev Diktaş, klorlaması yetersiz havuzların özellikle çocuklar ve hassas gruplar için ciddi risk taşıdığını belirtti.